Geçtiğimiz yüzyılın ortalarında uluslararası ilişkiler sistemini düzenlemek için çeşitli mekanizmalara başvuruldu. Bu mekanizmalar sırasında 1955 yılında kurulan Bağlantısızlar Hareketi özel bir ağırlığa sahip. Örgütün resmi kuruluş tarihi Belgrad Konferansı'nın düzenlendiği 1961 yılı düşünülüyor. Bağlantısızlar Hareketi'nin başlıca görevini küresel çapta barış, istikrar, birlikte yaşama, adil iş birliği prensiplerinin yaygınlaşması oluşturuyor. Yaşananlar dünyada böyle bir örgüte ciddi ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. İtiraf etmek gerekir ki Soğuk Savaş'ın ardından Bağlantısızlar Hareketi'ne duyulan ilginin belli bir süre boyunca azaldığı görüldü. Ancak yaşanan süreçler tam tersi, XXI. yüzyılda uluslararası alanda söz konusu örgüte daha ziyade ihtiyaç duyulacağını ortaya koydu. Bu nedenle şimdi bahsi geçen örgütün güçlenmesinden yana tutum sergileyen ülkelerin sayı önemli ölçüde artmış durumdadır. 2019 yılı itibarile Bağlantısızlar Hareketi dönem başlanlığını iki yıl boyunca Azerbaycan yürütecektir. Bu olay bağlamında Bağlantısızlar Hareketi'nin faaliyetinin jeopolitik önemi üzerine birtakım analizlerde bulunmağa karar verdik.
Adil dünya uğruna: "Zaruretten doğan birlik"
Analistler, günümüz dünyasında jeopolitik manzaranın karışıklığından, zıtlık doğuran hususlardan, risklerden yazıyor, politikacılar bu konuda farklı söylemlerde bulunuyorlar. Tüm dünyayı barış içinde birlikte yaşamanın yolları derinden düşündürüyor. Bu süreçte uluslararası örgütlerin rolünün güçlendirilmesinin öneminden bahsediliyor. Hatta Birleşmiş Milletler'in yeteri kadar etkili olmadığına da vurgu yapılıyor. Bu noktada başlıca koşullardan birisi dünya devletlerinin uluslararası hukuk normlarının ve kurallarının gözetilmesi, iş birliği sürecinde samimiyeti ve adaleti sağlamasıdır. BM'den sonra ikinci en büyük örgüt olarak bilinen Bağlantısızlar Hareketi'nin önemi bu açıdan daha büyüktür.
Örgütün temeli 1955 yılında, BM'nin kuruluşundan 10 yıl sonra atıldı. Bağlantısızlar Hareketi'nin girişimcilerinden birisi dönemin Endonezya Cumhurbaşkanı Ahmed Sukarno'ydu. Ülkede 22 yıl boyunca Cumhurbaşkanı görevini yapmış olan Sukarno, Bağlantısızlar Hareketi'ni "zaruretten doğan birlik" diye nitelemişti. Peki böyle bir tanımlamanın sebebi ne olabilirdi?
İkinci Dünya Savaşı sonrası uluslararası sistem Batı ve SSCB bloğu olarak iki gruba bölündü. Böyle bir durumda uluslararası ilişkilerde adaleti, hukuk normlarını ve birlikte yaşamanı sağlamanın son derece zorlaştığı açıkça görülüyordu. Özellikle çok sayıda ülkenin çıkarlarının gözetilmemesi, tarafsız bir tutumun oluşmasının imkansız olacağı hiss ediliyordu.
Bu nedenle bahsi geçen iki süper güç dışında ülkelerin çıkarlarını gözetebilecek, adil, tarafsız, verimli, yapıcı tutum sergileyebilecek bir örgütün kurulması gerekmekteydi. Söz konusu örgütün, kendisini gerek ABD ve SSCB arasındaki karşıdurmanın, gerekse de zıtlıkların geriliminin dışında tutabilecek jeopolitik ve politik-diplomatik bir ortam oluşturması gerekirdi. Örgütün isminde geçen Bağlantısızlar kelimesi tam da bu nedenle ilgilidir. Örgütün Asya ve Afrika ülkelerini temsil eden heyetlerin katılımıyla gerçekleşen Bandung Konferansı'nda kurulması da bu mantıkın sonucu olarak görülmelidir.
Örgüte üye ülkelerin dış politikasında askeri-siyasi bloklara katılmama, halkların bağımsızlığı ve eşit haklara sahip olma prensipleri doğrultusunda birlikte yaşama ilkeleri daha büyük önem arz ediyor. Bandung Konferansı'nda genel barışa ve iş birliğine destek ifade eden bildiri kabul edildi. Bildiride ülkelerin barış ortamında birlikte yaşamasının ve iş birliğinin on prensibine yer verilmiştir.
Bahsi geçen bildiride insan haklarına, BM Nizamnamesi'nin amaç ve prensiplerine, ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı ifade edilmiştir. Bunun dışında bir diğer ülkeye askeri mudahaleden ve ülkelerin iç işlerine karışmaktan çekinme, BM Nizamnamesi gereği her bir ülkenin ayrıca ve kolektif savunma hakkına saygı duyulması, ayrıca her hangi bir ülkenin toprak bütünlüğünü veya politik bağımsızlığını hedef alan karşı saldırı ve güç kullanımı vakalarından, genellikle bu tür tehditlerden sakınılması gerektiği ifade edilmiştir.
1961 Belgrad Bildirisi'nde de söz konusu prensiplere yer verilmiştir. Böylece uluslararası ilişkilerde hükmetme, egemenlik ve yayılmacılığa karşı durulması, devletler arasında eşithukuklu ve karşılıklı faydaya dayalı iş birliğinin gerekliliği, adalete ve hukuk eşitliğine dayanan yeni ekonomik düzenin oluşması için mücadele Bağlantısızlar Hareketi'nin temel prensipleri olarak kabul edildi.
Gelişmeler örgütün kaydedilen prensipler doğrultusunda kurulmasının dünya için ne denli faydalı olduğunu gösterdi. Dünyada Soğuk Savaş döneminde ve sonrasında söz konusu prensiplerin sağlanmasına büyük ihtiyaç duyuluyordu. XXI. yüzyılın başlarında yaşananlar Bağlantısızlar Hareketi'nin öneminin zamanla artmağa başladığını gösterdi. Artık örgütün sıralarında 120 üye devlet bulunuyor.
Aktif tutum: Azerbaycan'ın daha bir örneği
2011 yılından itibaren Bağlantısızlar Hareketi üyesi olan Azerbaycan, 2019-2021 yıllarında örgütün dönem başkanlığını yürütecektir. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in 11 Şubat 2019 tarihte imzaladığı Kararname'de örgütün dış politika alanında Azerbaycan'a sağladığı katkılar net şekilde ifade edilmiştir. Söz konusu Kararname'de Azerbaycan'ın, Bağlantısızlar Hareketi'nde iştirakinin ülkenin uluslararası barış, güvenlik ve iş birliği süreçlerinde aktif şekilde yer almasına önemli ölçüde olanak tanıdığına vurgu yapılmıştır. Aynı zamanda Azerbaycan'ın, çeşitli ülkelerle, özellikle Latin Amerika, Asya ve Afrika ülkelerinin pek çoğuyla ikili ve çokyönlü ilişkilerinin derinleşmesi için elverişli ortamın oluştuğu da ifade ediliyor.
Tüm bu hususların yanı sıra Bağlantısızlar Hareketi, Azerbaycan için iki çapta – bölgesel ve küresel alanda jeopolitik süreçlere daha güçlü etki yapma imkanı sunuyor. Bölgesel düzeyde Ermenistan'ın, Azerbaycan'a saldırısı sonucunda meydana gelen sorunun adil, uluslararası hukuk prensipleri doğrultusunda çözüme kavuşturulması için faaliyet alanı genişliyor. Dünyanın 120 ülkesi işgalcinin önüne geçilmesi konusunda oy birliyi sergileye bilmesini ciddi bir olay olarak değerlendirmek gerekir. Çünki iş sadece söz söylemekle bitmiyor. Alınan kararların gereğinin yapılması için de belirli mekanizmalar vardır. Bağlantısızlar Hareketi, bu açıdan büyük devletlere de çağrılarda bulunabilir.
Bağlantısızlar Hareketi'ne üye ülkelerin bakanlarının böyle bir çağrıda bulundukları artık bilinmektedir. Bakanlar, yaptıkları çağrıda BM Nizamnamesi'nde de kaydedilen güç kullanılmamasına ilişkin prensibin önemini onayladılar. Bu açıdan sorunun Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliği temel alınarak, uluslararası alanda tanınan sınırları çerçevesinde barış yoluyla çözümlenmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Dünya nüfusunun yüzde 55'nin yaşadığı 120 ülkenin yaptığı bu çağrı ciddi siyasi ve jeopolitik önem taşımaktadır.
Küresel çapta ise Bağlantısızlar Hareketi, adil bir şekilde ve barış ortamında birlikte yaşamanın sağlanmasına katkı verebilir. Bu açıdan 2018 yılında Bakü'de düzenlenen Bağlantısızlar Hareketi ''Sürdürülebilir kalkınma için uluslararası barış ve güvenliğin teşfiki'' konulu konferansta Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in vurgu yaptığı bir husus son derece ilginç ve önemlidir. Devlet başkanı konuşmasında, ''Bizler birbirimizi desteklemeliyiz. Önümüzde neredeyse benzer çağrılar, sorunlar duruyor. Geçmişimiz de belirli derecede birbirine benziyor. Hepimiz kendi hayatımızı, bağımsız yaşamayı diliyoruz. Hepimiz bir kimsenin bizden birşeyler talep etmesini, işlerimize karışmasını, bize hükmetmesini istemiyoruz. Bunun için güçlü olmak zorundayız. Bizler sadece beraber olduğumuz zaman güçlü olabiliriz.''
Bu düşünceler şimdiki aşamada jeopolitik ortamda yaşanan olaylar ve dünya düzeninin oluşması zarureti doğrultusunda önemli husus olarak görülüyor. Siyasi liderler, küresel düzeyde jeopolitik zıtlıkların ve bu bağlamda dünya çapında kaos ve karmaşanın daha da derinleştiğini kaydediyorlar. Bu husus yeni dünya düzeninin oluşmasını olumsuz etkiliyor. Böyle bir durumda uluslararası düzeyde yeni düzenin kurulmasına yardım edebilecek her türlü girişim değerlidir.
25-26 Ekim 2019 tarihte Bakü'de düzenlenmesi ön görülen Bağlantısızlar Hareketi'ne üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanları zirvesi bu nedenle son derece önemli bir toplantı olarak görülüyor. Azerbaycan'ın bu tür saygın bir örgütte dönem başkanlığı yapmaya başlaması elbet tüm uygarlık için ek bir fırsat niteliktedir. Kuşkusuz Bakü, her ülke için güncel konuların ele alınmasına çalışacaktır. Şimdi dünyada yaşanan karışık bir dönemde uluslararası hukuk normlarına uygun faaliyet yürütmenin teşfiki prensip olarak faydalıdır. Net söylersek Azerbaycan için güncel konumdaki Ermenistan-Azerbaycan Yukarı Karabağ sorununun uluslararası hukuk normları doğrultusunda adil bir şekilde çözümü açısından yeni imkanlar doğmaktadır. Elbet Bakü, bu şansdan en iyi şekilde yararlanmağa çalışacaktır.
Bunun dışında Azerbaycan'ın, Bağlantısızlar Hareketi dönem başkanı görevini yürütmesi genellikle Güney Kafkasya için faydalıdır. Azerbaycan, bölgenin lideri olmanın yanı sıra karşılıklı faydalı iş birliğinin çeşitli formatlarına dayanan faaliyetiyle de seçilmektedir. Nitekim Bağlantısızlar Hareketi çerçevesinde Bakü'nün imkanları önemli ölçüde artacaktır.
Nihayet kaydetmek gerekir ki Bağlantısızlar Hareketi çerçevesinde Azerbaycan'a verilen üstün değerin ülke yönetiminin aralıksız şekilde yürüttüğü politikanın tantanası olarak görülmesi lazım. Bölgedeki diğer ülkelerin hiçbiri böyle bir başarıyı elde edememiştir. Güney Kafkasya'nın lider devleti konumundaki Azerbaycan, tüm istikametlerde daha faydalı ve yapıcı faaliyetini bundan böyle de sürdürecektir.
Newtimes.az
Baxış sayı: 358