XIX yüzyılın başlarında Çarlık Rusyası (İran ve Rusya arasında Azerbaycan topraklarının parçalanmasıyla alakalı 1813 yılında Gülüstan ve 1828 yılında Türkmençay anlaşmaları imzalandıktan sonra) eski Azerbaycan topraklarında tampon bölge oluşturmak amacıyla "Ermeni devleti" kurmak planını gerçekleştirmeğe başlandı. Aşağı yukarı 300 sene önce gelecek imparatorluğun konturları hakkında düşünen Rus imparatoru I. Pero güneye gönderdiği elçilerine şunları söylemişti: "Onları (Ermenileri) kandırıp bizim topraklara getirmeğe çalışmalıyız.
Yarın Rusya`nın dayanacağı bir bahane olsun en azından". Bu amaçla İran ve Türkiye topraklarında yaşayan 300 bine kadar Ermeni XIX yüzyılın ilk yarısında Azerbaycan'a aktarılmış ve İrevan (şimdiki Erivan), Dağlık Karabağ, Nahçıvan, Zengezur, Dereleyez, Ordubad, Vedibasar ve diğer bölgelerde yerleştirilmiştir. Fakat Ermenilerin Azerbaycan topraklarına göçettirilmelerine rağmen, Azeriler bu bölgelerde sayıca Ermeniler için avantaj oluşturmaktaydı. Örneğin, 1886 yılında Gence bölgesinin Zengezur kazasındaki 326 köyden sadece 81'i Ermeni köyüydü. Erivan kazasında nüfusun yüzde 66`i azerbaycanlı, yüzde 34`iyse Ermenilerden oluşuyordu. Bu arazilerde Ermenilerin çoğunlukta bulundurulması amacıyla Azerbaycanlılara karşı soykırım politikası uygulanmış, Ermeniler Çarlık Rusyası tarafından gizli silahlandırılarak, askeri birlikler oluşturulmuştur.
Şimdiki Ermenistan ve Dağlık Karabağ topraklarından Azerbaycanlıların toplu olarak göçe zorlanması, sivil halka karşı şiddet, vahşet Rusya devletinin desteğiyle XX yüzyılın başlarında, özellikle 1905-1907 yıllarında en ciddi boyutlara ulaşmıştır. Azerbaycan'ın Zengezur, Erivan, Nahçıvan, Ordubad, Kazak, Karabağ vilayetlerinde yüzlerce köy yakılmış, insanlar çoluk çocuk,genç,ihtiyar demeden katledilmiştir 1918-20 yılı olayları, mart soykırımı 1918 yılının Mart ayında Rusya bolşeviklerinin rehberi Vladimir Lenin Bolşevik Stepan Şaumyan`ı Kafkas olağanüstü komiseri atayarak Bakü'ye gönderdi. Bolşevikler Bakü'de iktidara gelmek adına Ermeni daşnaklarının silahlı birliklerinin artniyetleri için ortam yarattı. 31 Mart'ta Bakü'de Azerbaycanlıların toplu katliamı yaşandı. Stepan Şaumyan`ın itirafına bakılırsa, sivil Azerilerin katliamına Bakü Sovyeti`nin altı bin silahlı askeri, aynı zamanda "Taşnaksutyun" partisinin 3-4 binlik silahlı birliği katılmıştı. Üç gün süren katliam sırasında Ermeni orduları Bolşeviklerin yardımıyla Azerbaycanlıların yaşadıkları mahallelere ansızın baskınlar yapmış, halkı çocuk büyük demeden şehit etmişlerdir. O dehşet anların canlı tanığı Kulner soyadlı bir alman 1925 yılında Bakü olayları hakkında şunları yazmıştır: "Ermeniler Müslüman (Azerbaycanlı) mahallelerine sokularak herkesi öldürüyor, kılıçla parçalıyor, süngüyle delik deşik ediyorlardı. Katliamdan birkaç gün sonra bir çukurdan çıkarılan 87 azerbaycanlı cesedinin kulakları, burunları kesilmiş, karınları yırtılmıştı.
Cesetlerin cinsiyet organları kesilmişti. Ermeniler çocuklara acımadıkları gibi, yaşlılara da acımıyorlardı". Genel olarak, yirminci yüzyılın ilk yarısında Kafkasya'da yaşanan iki katliam sırasında (1905-1907 yılları, 1918-1920 yılları) 2 milyona yakın Azerbaycanlı Ermeniler tarafından katledilmiş, kendi evlerinden zorla göçettirilmiştir. Mart katliamı sırasında Bakü şehrinin sadece bir yerinde kulakları, burunları kesilmiş, karınları yırtılmış 57 azerbaycanlı kadınının cesedi bulunmuştur. Genç kadınların diri diri duvara çivilenmesi, Ermenilerin saldırısından kurtulmak isteyen iki bin kişinin bulunduğu şehir hastanesinin yakıldığı da bu korkunç gerçekler arasındadır. Kaçıp canını kurtarmaya çalışan halkı kurşuna dizmek içinse Ermeniler şehrin uygun yerlerinde önceden makineli tüfekler yerleştirmişlerdi. Erivan gubernyası, Şerur-Dereleyez, Sürmeli, Kars ve diğer bölgelerde Azerbaycanlıların katliamında aktif görev üstlenmiş Ermeni subayı Ovanes Apresyan`ın anılarından yola çıkarak amerikalı ziraatçı Leonard Ramsden Hartvill "İnsanlar böyleymişler" isimli kitap yazdı. Ovanes Apresyan kitabın yazarıyla sohbeti sırasında Ermenilerin İngilizlerin ve Rusya'nın yardımı ile kendi amaçlarına ulaştıklarını kaydederek sadece Bakü'de Mart katliamı sırasında yirmi beş bin Azerbaycanlı`nın öldürüldüğünü bildirmişti. Taşnakların Azerbaycanlılar`a karşı uyguladıkları soykırım sadece Bakü ile sınırlı kalmamıştı, kısa sürede Şamahı, Guba, Erivan, Zengezur, Karabağ, Nahçıvan, Kars bölgeıerinde de Azerbaycanlılara karşı katliam gerçekleşmişti. 1918 yılının Mart-Nisan aylarında Şemahı`da 8 bine kadar sivil insan şehit edilmişti. Şamahı Cuma Camii de dahil birçok kültürel anıtlar yakılmış ve yıkılmıştı.
Cavanşir kazası`nın 28 köyü, Cebrail kazası`nın 17 köyü tamamen yakılmış, halkıysa katledilmiştir. 29 Nisan 1918 tarihinde Gümrü yakınında büyük çoğunluğu kadınlardan, çocuklardan ve ihtiyarlardan oluşan 3 bin kişilik Azerbaycanlı göçü pusuya düşürülerek en son kişiye kadar şehit edilmiştir. Ermeni çeteleri Nahçıvan kazasının birkaç köyünü yakmış, Zengezur kazasında 115 Azerbaycanlı köyü imha edilmiş, 3257 kişi, 2276 kadın ve 2196 çocuk öldürülmüştür. Genel olarak bu kaza üzere 10068 Azerbaycanlı öldürülmüş veya sakat bırakılmış, 50000 Azerbaycanlıysa zorunlu göçmen durumuna düşmüştür. Erivan kazasının 199 köyünde yaşayan 135 bin Azerbaycanlı öldürülmüş, köylerse yerle bir edilmiştir. Ermeni silahlı birlikleri daha sonra Karabağ'a saldırmış, 1918-20 yılları arasında Karabağ'ın dağlık bölümünde 150 köy dağıdılımış, nüfusuysa şehit edilmiştir. (ADC hükümeti, Olağanüstü Soruşturma Komisyonu evraklarından)
1920 yılının Mayıs ayında, Ermenilerin ve XI Kızıl Ordu'nun katılımıyla Gence'de 12 binden fazla Azerbaycanlı katledildi.
1948-1953 yıllarında Azerbaycanlıların Ermenistan'dan göçettirilmesi
1943 Tahran toplantısı sırasında Sovyet-İran ilişkileri tartışılırken, Ermeni diasporası SSCB Dışişleri Bakanı V.Molotovdan İran'da yaşayan Ermenilerin SSCB'ye aktarılmasını istedi. Molotov Tahran'da meseleyi SSCB KP MK-nın Başkanı İ.Staline iletti ve Ermenilerin aktarılmasına izin verildi. Ermenistan Komünist Partisi Merkez Komitesi Sekreteri Q. Arutyunov bu olguyu kurnazca kullanarak yurtdışındaki Ermenilerin Ermenistan'a göçü bahanesiyle Azerbaycanlıların Ermenistan'dan zorla çıkarılması konusunda karar verilmesini başardı. 23 Aralık 1947 tarihinde SSCB Bakanlar Kurulu "Ermenistan SSC`den kolhozcuların ve başka Azerbaycanlı nüfusun Azerbaycan SSC'nin Kür-Araz ovasına aktarılması hakkında" karar verdi. Stalin tarafından 1948-1953 yıllarında gerçekleştirilen Azerbaycanlıların öteki göçleri sırasında Ermenilerin özellikle dikkatlice davrandıkları husus ekonomik, sosyal ve ruhsal yönden güçlü, stratejik önemli Azerbaycanlı yerleşim birimlerinin boşaltılmasıydı. Dolayısıyla ilk aşamada Erivan şehri civarında bulunan yerleşim birimlerindeki azerbaycanlılar göçe zorlandı, daha sonraysa bölge merkezleri, çevre köy ve kasabaların nüfusu aktarılmıştır. Deportasiyaya maruz kalan nüfusun bir bölümü Ermenistan'ın dağ bölgelerinde yaşadığı için Kür-Araz ovalığındakı iklime zor alışmıştır. Bu nedenle Kür-Araz ovasına aktarılmış on binlerce Azerbaycanlı arasında ölüm halleri bir hayli arttı.
Öte yandan, Ermenistan aktarılan bir kişinin bile Dağlık Karabağ bölgesinde yerleşçesine izin verilmedi. Tam tersi "Büyük Ermenistan" düşüncesinin hayata geçirilmesi doğrultusunda bu arazinin azerbaycanlılardan boşaltılması işi planlı bir biçimde sürdürüldü ve iç aktarma adı ile 1949 yılında Dağlık Karabağ'dan 132 aile (549 kişi) Azerbaycan'ın Hanlar bölgesine taşındı. Aynı zamanda Azerbaycan yerleşim birimlerinin adlarının değiştirilmesi, eğitim ve kültür ocaklarının kapatılması, bölgelerin birleştirilmesi işlemi gerçekleştirilmiştir. 1947-53 yıllarında Azerbaycanlılar yaşayan 60 bölgenin ismi değiştirilmiştir. Genel olaraksa, 1921-88 yılları arasında Ermenistan'da yüzlerce Türk kökenli yaşayış biriminin ismi değiştirilmiştir.
Sınırdışı olayının gerçekleşmesi sırasında Ermenilerin gerçekleştirdikleri kurnazlık ta vardı: bölge ve şehirlerin nüfusu az sayıda Azerbaycanlı kalmak şartı ile aktarılmıştır. Azınlıkta kalan nüfus ise bir sonraki aşamada - Ermenistan topraklarının tamamen azerbaycanlılardan "temizlenmesi" operasyonu sırasında ülkeden çıkarılmıştır.
Azerbaycanlıların 1988-1989 yıllarında Ermenistan'dan göçettirilmesi olayı, 1988 yılının Ocak ayından itibaren "türksüz Ermenistan" siyaseti planlı şekilde hayata geçirilmeye başlanmıştır. Ermenistan hükümeti, "Karabağ" ve "Krunk" komiteleri, Eçmiedzin kilisesinin temsilcileri SSCB yönetiminin desteğiyle Azerbaycanlıların kovulması sürecinde binlerce kanlı gösteriler yapmışlar. Etnik temizlik sonucunda Ermenistan'ın 185 yerleşim birimi boşaltılmış, 250 binden fazla Azerbaycanlı ve 18 bin Kürt kendi evlerinden zorla kovulmuş, 217 Azerbaycanlı Ermeniler tarafından katledilmiştir. Bunlardan 49 kişi Ermenilerin elinden kaçarken dağlarda donmuş, 41 kişi işkenceyle dövülerek öldürüldü, 35 kişi işkencelerle katledilmiş, 115 kişi yakılmış, 16-sı güllelenmiş, 10 kişi azap ve işkence dözmeyerek kalp krizinden ölmüş, 2 kişi hastanede doktorlar tarafından öldürülmüş, diğerleri ise suda boğularak, asılarak, elektrikli sandalye cezasına çarptırılarak, başları kesilerek öldürüldü.
Kaynak:
Yakup Mahmudov, Kerim Şükürov Karabağ - Real tarih, gerçekler, belgeler. Bakü, 2005
Baxış sayı: 696