Kelbecer bölgesi batıda Ermenistan Cumhuriyeti, kuzeyde Daşkesen, Hanlar (Gökgöl), Goranboy, kuzeydoğuda Terter, doğuda Ağdam, Hocalı, güneyde Laçin bölgeleriyle komşudur. Alanı 3054 km2 olan bölgede bir şehir, bir şehir tipli kasaba (İstisu), 145 köy vardı. Ağdere ilinin 20'ye kadar köyü de Kelbecer ilinin idari yönetimine dahildi. Merkezi Kelbecer şehridir. 8 Ağustos 1930 yılında idari bölge statüsü almıştır. Kelbecer ilinin nüfusu 85,5 bin (01.04.2013) kişiydi. Kelbecer nüfusunun yüzde doksansekizini Azerbaycanlılar, yüzde ikisiniyse, Ruslar, İran'dan göçetmiş Kürtler ve başka milletler oluşturmaktadır.
"Kelbecer" toponiminin kökeni eski Türk dilinde (sözün ilk biçimi “Kevliçer” olarak kabul edilmiştir) "çay üzerinde bulunan kale" anlamını vermektedir. Kevli "çayın üzeri", çer/car "kale" anlamında kullanılmaktadır. Yerleşim biriminin bulunduğu kayada Terterçay Nehri boyunca seril olarak dizilmiş eski yapay mağaralar bulunmaktadır. Bu nedenle uzmanlar yer isminin “kevil” / “keyl” ve eski Türkçedeki “çer” (kaya, uçurum) bileşenleriyle alakalandırmaktalar.
Yüzeyi genel olarak dağlıktır (Murovdağ, Şahdağ, Doğu Gökçe, Vardenis, Mıhdöken, Karabağ dağ serisinin ve Karabağ yaylasının bir bölümü). En yüksek doruğu Manda dağı (3724) ve Delidağ`dır (3616).
Şehirde Cumhuriyet Devlet Tarım Üretim-Teknik Güvenlik Komitesi`nin il müdürlüğü, ev hizmetleri müdürlüğü, sağlık evi, epidemiyoloji merkez , 2 lise, müzik okulu, kültürevi, 2 toplu kütüphane, il merkezi hastanesi, poliklinik, sinema, doğumevi, büyük ticaret merkezi, sanayi tesisleri ve diğer yapılar vardı. Geniş dağ ovası üzerinde bulunan Kelbecer şehrini kapsayan dağlar sanki kendi eteklerini şehrin ayakları altına sermişlerdir.
Azerbaycan'ın cennet mekanı olan Kelbecer ilinin arazisini baştan sona “gülüstan” diye nitelendirebiliriz. Otuz binden fazla çeşmesi olan, yılın hemen hemen her mevsiminde her çeşme başında konuğu olan Kelbecer ili bir doğa müzesidir. İl sınırları içinde 4 binden fazla bitki türü yetişmektedir ki, bunlardan da 200'ü ilaç sanayisinde kullanılmaktadır. Kafkas jeologisinin babası diye tabir edilen V.Avik Kelbecer hakkında: "Kim Terterçay deresi boyunca uzayıp giden arazilerde bulunmadıysa, İsviçre'nin güzelliğine sadece o, hayran kalabilir".
Kelbecer`in ününe ün katmış Yukarı İstisu, Aşağı İstisu, Keşdek, Karasu, Mozçay, Bağırsak, Kotursu olarak bilinen büyük tedavi - balneoloji etkiye sahip doğal maden suları da (genel kullanım rezervleri 3093 m3 / gün) işgal altındaki topraklarda bulunmaktadır.
Doğanın Kelbecer`e verdiği bin bir nimetten biri de bizi dünyaya tanıtan ve Lokman misali birkaç milyon insanı sağlığına kavuşturan dirlik suyu – İstisu`dur.
Azerbaycan doğasının irdeleyen bilimadamlarından akademik Mirali Gaşkay`ın gözüyle bu yerlere bakacak olursak, şöyle niteleyebiliriz: "... Kelbecer ilinin sınırları içinde bulunan İstisu maden suyu çeşmesi doğanın bizlere en güzel hediyesidir. Kendi kimyasal bileşimi ve fiziksel özellikleri açısından, bu sular dünyada yaygın olan Karlovı-Vari çeşmelerinin (Çek Cumhuriyeti) hemen hemen aynısıdır ve bazı özelliklerine göre dünyada eşine rastlanmamaktadır".
O dönemin en ünlü kimyacısı, bilimsel dehası E.E.Karstenski Kelbecer bölgesindeki maden suları denedikten sonra İstisuyun tedavi önemini daha yüksek (hatta- Karlovı-vari`den daha yüksek) değerlendirmiş ve bu sağlık açısından önemli olan bu bölgenin sadece bu bölgeye, Azerbaycan'a, SSCB'ye değil, dünyaya şöhret getirecek bir kaynak olduğunu göstermiştir.
Bölgenin İstisu (Kelbecer) kasabasında eski SSCB`de Birlik önemli 1 ve 2 nolu İstisu sanatoryumları bulunmaktaydı. Her yıl orada 50 bin kişi tedavi görmekte ve istirahat etmekteydi. İstisu doğal menba suları bölge bütçesine en çok girdi sağlayan doğal kaynaklardan birisidir. Kelbecer ili 2 Nisan 1993 yılında Ermenilerce işgal edilmiştir. Kelbecer'in işgali sırasında bölgenin 54 binden fazla nüfusu zorla göçettirilmiş, 321 kişi rehin alınmış, 511 kişi hunharca katledilmiş, 97 okul, 9 anaokulu, 116 kütüphane, 43 kulüp, 42 kültürevi, tarih etnografi müzesi, 9 hastane, 75 sağlık mıntıkası, 23 ambülans, 9 eczane, yüzlerce idari yapı, binlerce konut, 100 bin büyükbaş hayvan, 500 bin baş küçükbaş hayvan, 100lerce teknik ve makam araçları yerlebir edilmiş ve bölgenin milyarlarca manatlık serveti Ermenistan'a taşınmıştır.
Dağlık Karabağ topraklarının dışında bulunan, 58 bin (1993) nüfusu olan Kelbecer ilinin Ermenistan askeri birliklerince işgali sonucunda sivil halka acımasızca davranıldı, yerel nüfus bin yıllar boyunca yaşadıkları öz topraklarından kovularak göçe zorlanmışlardır.
Kelbecer'in işgalinden sonra 3205 sayılı oturumda BM Güvenlik Konseyi 822 sayılı Karar kabul etti. Kararda tüm işgalci güçlerin Kelbecer ve Azerbaycan'ın diğer işgal edilmiş bölgelerinden hemen çıkarılması gerektiği belirtilmekteydi. Fakat şimdiye kadar bu karardan kaynaklanan herhangi bir yükümlülüğün icrası sözkonusu değildir.
Kelbecer ilinin nüfusu Azerbaycan Cumhuriyeti'nin 56 ilinin 707 yerleşim merkezinde mülteci konumunda yaşamaktadır. Kelbecer ilinin sınırları içinde bulunan 13.000 kadar bireysel konut, 37.852 ha orman alanı şuan ermenilerce talan edilmektedir. BM ve AGİT ilkelerine aykırı olarak 1999 yılından Kelbecer bölgesinde Ermenilerin yerleştirilmesine başlanıldı.
kaynak:
“Karabağ Hafızası” kitabı. 2010 MHS- poligraf
Devlet İstatistik Komitesi verileri
Baxış sayı: 1 177