Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Hasanov, Ermenilerin 26 Şubat 1992'de 613 sivili öldürdüğü Hocalı Katliamı'na ilişkin, "Şubat ayının 25'i gecesi Ermeniler, Soyvet tankları ve Soyvetler Birlıği'nin 366. Alayının da desteğiyle kasabaya baskın yaptı. Hocalı bir gecede yeryüzünden silindi. Kaçmayı başaramayan çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan 613 kişi vahşice katledildi. 300'den fazla kişi esir alındı. Bu kişilerden 150'den fazlasına ne olduğu hala belli değil. Ermeniler, sivillerin yaşadığı bu kasabada insanlık dışı bir katliam yaptılar. Hocalı Soykırımı'na imza atanlar sonradan Ermenistan'da yıllarca Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak yöneticilik yaptı. Hatta eski Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, Hocalı'daki katliamı tehditkar bir dille savunarak, o gece yaptıklarını itiraf etti." dedi.
27 yıl önce yapılan Hocalı Soykırımı'nın Ermenilerin son 200 yılda yaptığı soykırımlardan yalnızca biri olduğunu vurgulayan Hasanov, Ermenilerin Kafkasya'da yerleşmek için uyguladığı etnik temizlik politikalarının, bunun en önemli nedeni olduğunu söyledi.
Hasanov, Ermenilerin bu eylemlerde yalnız olmadığını belirterek, şöyle devam etti:
"Tarihi gerçekler Azerbaycanlıların devamlı olarak Ermenilerin soykırım ve işgal politikalara maruz kalarak kendi tarihi topraklarından sürüldüğünü anlatıyor. Büyük Ermenistan hayaliyle yaşayan Ermeniler, Azerbaycanlılara dış mihrakların desteğiyle çeşitli zamanlarda Azeri soykırımı yaptı. Sadece 20. yüzyılda Azerbaycanlılar 1905-1906, 1918-1920, 1948-1953 ve 1988-1993 yıllarında olmak üzere 4 defa soykırım ve etnik temizliğe maruz kaldı.
1915-1918 yılları arasında Ermeniler Bakü, Kuba ve Azerbaycan'ın diğer bölgelerinde Hocalı katliamından daha kanlı ve daha fazla insanın hayatına mal olan katliamlar yaptı. Bakü'de o dönem yaklaşık 20 bin kişiyi öldürdüler. Daha sonra 1948-1953 yılları arasında Sovyetler Birliği tarafından 150 bin Azerbaycanlı Ermenistan'dan göçe zorlandı. Bu göçle beraber Türk'süz ve Müslüman'sız bir Ermenistan projesi doğrultusunda büyük bir adım atıldı."
1988'den başlayarak, Sovyetler Birliği'nin dağılmasına kadar devam eden süreçte Ermenilerin, Azerbaycanlılara karşı açık bir şekilde toprak iddiasında bulunduğunu dile getiren Hasanov, bu işgal siyaseti sonucunda 1988-1994 yılları arasında Dağlık Karabağ bölgesi ve etrafındaki Azerbaycan topraklarına orantısız saldırılar olduğunu hatırlattı.
Hasanov, işgal sırasında tarihin unutamayacağı olaylar yaşandığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ermeniler, işgal ettikleri bölgelerden 1 milyon insanı göçe zorladı. Yerleşim yerlerini yok ettiler. Toplu kıyamlar yaşandı. Bunların en kanlısı Hocalı Soykırımı'ydı. Şubat ayının 25'i gecesi Ermeniler, Soyvet tankları ve Soyvetler Birlıği'nin 366. Alayının da desteğiyle kasabaya baskın yaptılar. Hocalı bir gecede yeryüzünden silindi. Kaçmayı başaramayan çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan 613 kişi hunharca katledildi. 300'den fazla kişi esir alındı. Bunların 150'den fazlasına ne olduğu hala belli değil. Sivillerin yaşadığı bu kasabada insanlık dışı bir katliam yaptılar. Hocalı Soykırımı'na imza atanlar sonradan Ermenistan'da yıllarca Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak yöneticilik yaptı. Hatta eski Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, Hocalı'daki katliamı tehditkar bir dille savunarak, o gece yaptıklarını itiraf etti."
"Anadolu Ajansı'nın çabalarıyla Hocalı Soykırımı dünyaya aktarıldı" Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hasanov, Hocalı'da yaşananların tüm dünyaya duyurulmasında medyanın ve lobi faaliyetlerinin önemine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Katliamın ardından tüm dünya medyası yaşanan vahşeti manşetlerine taşıdı. Azerbaycan o zaman medya ablukasındaydı. Anadolu Ajansı'nın desteğiyle bu ablukayı kırarak soykırım gerçeği dünyaya aktarıldı. 1993'te ulu önder Haydar Aliyev'in Azerbaycan halkının desteğiyle Cumhurbaşkanı olmasından sonra hızla gelişmeye başladık. Tüm alanlarda olduğu gibi medya alanında da yeniden yapılandık. Şimdi Azerbaycan medyası, dünyanın en güçlü medya kuruluşlarıyla rekabet edecek durumda. "
Hasanov, Ermenistan'ın işgal politikalarını Kafkaslarda bugün de devam ettirdiğini ve Türkiye ve Azerbaycan'ın tüm iyi niyetini dikkate almayarak, Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), Avrupa Konseyi ve NATO gibi kuruluşların kararlarını yerine getirmediğini vurgulayarak, Ermenistan'ın işgal ettiği toprakları kayıtsız şartsız terk etmesi gerektiğini söyledi.
"Ermenistan'ın işgal politikasına devam etmesi her an kanlı bir savaşın fitilini ateşleyebilir" Azerbaycan ve Ermenistan arasında 2016'da yaşanan çatışmaların, muhtemel bir savaşın nelere mal olabileceğinin göstergesi olduğunun altını çizen Hasanov, şu uyarılarda bulundu:
"2016'da Ermenistan'a ve onlara destek veren güçlere Azerbaycan ordusunun kısa bir zaman içinde öz topraklarını işgalden arındırma gücünde olduğunu gösterdik. Bugün ordumuz modern silahlarıyla dünyanın en güçlü, en hazırlıklı ordularından biridir. Ermenistan'ın işgal politikasına devam etmesi, her an kanlı bir savaşın fitilini ateşleyebilir. On birlerce, yüz binlerce insan, bu savaşta hayatını kaybedebilir. Ama biz sorunun uluslararası hukukun norm ve prensiplerine uygun bir şekilde barış yoluyla çözülmesinden yanayız
BM, AB, Avrupa Konseyi, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) gibi bütün kuruluşlar, Ermenileri işgalci bir devlet olarak tanıyıp, işgal ettikleri toprakları terk etmelerini tavsiye etti. Ermeniler, uluslararası hukuk normlarına saygısızlık yapıyor, bu kararlara ve meydan okuyorlar. "
Hasanov, Türkiye ve Azerbaycan arasında güçlü bir uluslararası iş birliğinin olduğunu ve 2007'de Bakü'de gerçekleşen kurultayın bunun somut bir göstergesi olduğunu söyledi.
İkili ilişkilerin özellikle liderlerin ortak çalışmalarıyla güçlendiğine değinen Hasanov, şunları dile getirdi:
"Azerbaycan devleti, ulu önder Haydar Aliyev zamanında, şimdi ise Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in liderliğinde Hocalı Soykırımı'nın dünyada tanıtılması, Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ sorunu hakkında gerçeklerin dünya kamuoyuna iletilmesi için bütün gerekli adımları attı ve atmaya devam ediyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, tek millet iki devlet olduğumuz gibi, iki devlet tek lobi, iki devlet tek diaspora politikası yürütmek için ortaya bir irade koydu. 2007'den bu yana tüm dünyada Türkiye ve Azerbaycan'ı temsil eden lobi ve diasporalar, hem Ermenistan'ın soykırım iddialarına karşı hem de Hocalı Soykırımı'nın dünyaya duyurulması konusunda birlikte mücadele ediyor. Buna devletlerimiz, aydınlarımız, üniversitelerimiz, öğrencilerimiz, bütün sosyal medya araçlarımız ve kamu kuruluşlarımız destek veriyor. Ermeni diasporası ve devleti, sözde soykırım iddialarını devamlı olarak gündeme getirmekle aslında Hocalı Soykırımı'nı unutturmaya çalışıyor. Her yıl uluslararası platformlarda Ermenilerin soykırım iddialarının yalan olduğunu, aslında Ermenilerin Anadolu ve Azerbaycan Türklerine karşı katliamlar yaptıklarını tüm gerçekliğiyle dünyaya aktarıyoruz. Dünya artık sanal enformasyon ağına dönüştü. Türkiye ve Azerbaycan, sosyal ağlardaki mücadelede ortak hareket etmeli. Biz iki kardeş devlet olarak, birlikte hareket etmenin gücümüze güç katacağına inanıyoruz."
"Ermenilerin sözde soykırım iddialarını tanıyan bazı Avrupa devletleri Hocalı Soykırımı'nı neden görmezden geliyor?" Hasanov, Ermenilerin sözde soykırım iddialarını kabul eden ülkelerdeki lobicilik faaliyetlerine ilişkin de şunları söyledi:
"Bazı Avrupa devletleri Ermenistan'ın hiçbir kanıt olmayan sözde soykırım iddialarını tanıyor fakat 27 yıl önce tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşen Hocalı Katliamı'nı neden görmezden geliyor? Ama biz buralarda da çalışmaları durdurmamalıyız. Bu devletlerin kamuoyu, parlamento, sivil kuruluşları ve halkı ile çalışmalı, konferanslar düzenleyerek gerçekleri onlara aktarmalıyız. Ermenilerin soykırım iddialarının yalan olduğunu, 27 yıl önce Hocalı'da olanların ise gerçek olduğunu anlatmalıyız. Bu işi hep birlikte yapmalıyız. Nerede Azerbaycan diasporası güçlüyse orada Azerbaycanlılar, nerede Türk diasporası güçlüyse orada Türkler konuyu gündemde tutmalı."
İslam dünyasına da çağrıda bulunan Hasanov, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
"Bugün Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, uluslararası platformlarda Türk-İslam dünyasının çıkarlarının korunması ve mevcut sorunların çözülmesi için birlikte hareket ediyor. Bütün dünyada Müslümanlara karşı yapılan baskılara en fazla göğüs geren ülkelerin Türkiye ve Azerbaycan olması inkar edilemez bir gerçek. İslam dünyasının mevcut sorunlarına karşı da hiçbir zaman duyarsız kalmadık. İslam dünyasındaki devletler de bizim sorunlarımıza duyarsız kalmamalı, hem Hocalı Soykırımı'yla hem de Ermenilerin sözde soykırım iddialarına karşı mücadelede yer almalı. Unutmamalıyız ki Ermeniler, işgal ettikleri Azerbaycan topraklarında hem Müslüman kıyımı yaptı hem de Müslümanlara ait tüm kutsal mekanları yok etti."
Baxış sayı: 447