Karabağ bölgesi Yontma Taş Devri veya bilimsel adıyla Paleolitik Çağ olarak tanımlanan Eski Taş döneminin Kuruçay kültürü yaratıcılarının Tunç ve Demir döneminde mevcut olan ve birbirini takip eden Kür-Aras ve Hocalı-Gedebey kültürlerinin takipçilerinin yerleşim birimidir. Karabağın dağlık ve ovalık bölümünde keşfedilen eski taş anıtlar-Hocalı'daki dolmenler, Hankendi'ndeki kromlekler, aynı zamanda Karabağ'ın çeşitli yerlerinde bulunan antik döneme ait taş kutu mezarlar dönemin ideolojisini, manevi düşüncesini yansıtan maddi kültür anıtlarıdır. Genel olarak Azerbaycan topraklarında Manna, Med, Skit, Atropatena devletleriyle beraber, M.Ö. IV-III yüzyılların kavşağında günümüz Azerbaycan Cumhuriyeti sınırları içinde Kafkasya Albanyası devleti yaranmış ve gün geçtikçe büyümüştür. M.S. I yüzyılda Albanya devletini Alban Arşakileri soyu yönetmekteydi. Albanya`nın güney sınırı bu dönemde Aras nehri boyunca uzamaktaydı (Moisey Kalankatuklu. Albanya tarihi (çeviri: Z.M.Bünyadov`undur). Bakü. Bilim 1993, 235 s, k.1, f, 4; Moisey Xorenskoqo.İstoriya Armenii. Çeviri N. Gmin. Moskova, Bilim, 1983,, k.2, 8). Girdman, Sakasena, Uti, Arsak, Paytakaran, Sisakan Karabağ'ın tarihi topraklarıydı (Moisey Kalankatuklu. Albanya tarihi (çeviri Z.M.Bünyadov`undur). Bakü. Bilim 1993. 235 s, k.4 . f. 50; Azerbaycan Tarihi, II c. Bakü. Bilim, 1998, s. 15-21). Karabağ bölgesinde arkeolojik anıtlarla beraber aynı zamanda pek çok Hıristiyan tapınak ve anıtları da incelenmiştir. Bu anıtlara genellikle Karabağ'ın Berde, Ağcabedi, Ağdam, Fuzuli, Akdere bölgelerinde, ayrıca Laçin ve Kelbecer bölgelerinde rastlanmaktadır. Bu tapınaklardan en ünlüleri Çenceser (Qanzasar), Amaras, Elysee, ve Hotavenk tapınaklarıdır. Şunu da belirtmekte fayda var ki, Alban Hıristiyan tapınakları Azerbaycan'ın diğer bölgelerinde de (Gebele, Nahçıvan, Mingeçevir, Kazak, Tovuz, Şamahı) bulunmaktadır. Ayrıca, XIX yüzyıla gelinceye kadar Dağlık Karabağ'da hiçbir zaman Ermenilere ait etnik kimlik hiçbir zaman var olmaması bilinen bir gerçektir. Karabağ`da ta eskiden beri yaşayan hıristiyan albanların varolmasını kullanan bazı güçler, XIX yüzyıldan itibaren değişik yerlerden bu bölgeye pek çok Ermeni ailesi getirmişlerdir. Bunu Dağlık Karabağ'da Akdere`nin (Mardakert) Marağa köyünde Karabağ'a (İran'ın Marağa kentinden) ilk 200 ailenin (Ermeni ailesinin) getirilmesi şerefine 1978 yılında Ermeniler`in kendilerinin diktikleri anıt net bir biçimde kanıtlamaktadır.
Karabağ topraklarında çeşitli dinlerin mevcut olması insan toplumunun sosyal hayatını çok etkilemiştir. Azerbaycan'ın her yerinde olduğu gibi Karabağ'da da Hıristiyanlığın ve Müslümanlığın mevcut olması ve birinin diğeriyle yer değiştirmesi anıtların dikilmesinde bile kendini belli etmektedir. Karabağ bölgesinde (Dağlık Karabağ'da Amaras, Ağdam'da Govurkale, Kelbecer Hotavenk, Laçin'da Akoğlan) ve Albanya`nın diğer bölgelerinde (Kah bölgesi Kum köyü, Gebele bölgesi Büyük Amidli köyü, Mingeçevir) bir hayli Alban Hıristiyan tapınağı yapılmıştır. Albanyada Doğu Hıristiyanlığ`ına ait mimarinin hemen tüm özellikleri kullanılmıştır. Karabağ'daki Alban haçı Hıristiyanlıktan önceki inançların ve doğaüstü güçlerin belirtilerini kendi bünyesinde barındırmaktadır. Onun tüm kompozisyonları gökle yerin ilişkisi, güneş, ışık ve verimlilik simgesi olarak görüntülenmektedir. İslam dininin yayılması ve kabul görmesiyle Albanya`da (Azerbaycan'da) yeni bir oluşum başlamıştır. Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinde müslümanlık döneminde büyük ölçüde cami ve minareler inşa edilmiştir. Ama inşa edilen yeni tapınaklarla beraber burada bulunan Hıristiyan kiliselerine ve diğer dini tapınaklara el sürülmemmiştir. XI-XII yüzyıllarda Azerbaycan mimarisinin temel özelliklerini taşıyan Şirvan-Abşeron, Nahçıvan-Marağa eköllerinin yaygın olduğu dönemlerde Arran (Karabağ) mimari ekölü ortaçağ Azerbaycan mimarisinin sonraki gelişiminin ana hatlarını belirlemiştir. İskan ve şehir kültürü, dekoratif uygulamalı sanat dalları gelişme kaydetmiş, epigrafik anıtlarsa büyük ölçüde çoğalmıştır. Karabağ bölgesinde çoğu Müslümanlık döneminde yapılmış 2000'den fazla çeşitli tarihsel ve kültürel mimarlık incileri belirlenmiştir. Bunların arasında konutlar, kamu binaları, ayrıca dini yapılar, türbeler de vardır.
Karabağ'ın şehirleri - Akdere, Kelbecer, Hocavend, Şuşa, Hankendi, Terter, Fuzuli, Cebrail, Ağcabedi, Laçin, Kubadlı, Zengilan İslam`ın yayılmasından sonra oluşmuş şehirlerdir. Bu şehirlerin yapısında milli, manevi ve ideolojik düşünce tarzı, mimari kültürde kendisini sanatsal açıdan belli etmektedir. Yeni milli ideolojik özellikler evlerin ve kamu binalarının tasarımında kendisini göstermektedir. Bunu tüm Azerbaycan'da, aynı zamanda Karabağ'da, ortaçağda yapılmış anıtlar kanıtlamaktadır. Azerbaycan`ın Şuşa, Ağdam, Berde, Fuzuli, Zengilan, Cebrail, Laçın, Kelbecer bölgelerinde zamanında hayli türbe, mezar, yapıt vb. epigrafik anıtlar belirlenmiş ve incelenmiştir. Fuzuli bölgesinde Şeyh Yakup'un (XII yüzyıl) türbesi, Koç Ahmetli Cuma Camii, Hacı Alesker Camii, Aşağı Veyselli köyündeki Mir Ali (XIV yüzyıl) ve Ahmedallar köyündeki türbeler (XIV yüzyıl), Şeyh İbrahim türbesi (XVII yüzyıl), Ahmet Sultan türbesi, Celal türbesi (hicri 1307), Horadiz köyündeki Cuma Camii, Yukarı Karabağ topraklarında Askeran Kalesi, Cebrail bölgesindeki "Kız Kulesi", Cebrail'in Şıhlar köyünde türbe (1308) ve d. türbeler, Ağdam bölgesinde Haçın Derbent köyü yakınlarında 12 köşeli türbe, Ağdam Cuma Camii (1870), türbeler, Ağdamın Abdal-Gülablı köyünde hamam binası (XX yüzyılın başları), Ağdam`da Şahbulak camii, Berde kentindeki Terter nehri üzerinde 12 köşeli köprü (XIV yüzyıl ), "Berde", "Aksa baba" türbeleri (XIV yüzyıl), Kerbalayi Sefihan Karabaği tarafından Berde şehrinde yapılmış çifteminareli "İmamzade" camii külliyesi (1868), "Behmen Mirza" türbesi, Şuşa kentinde sekizköşeli türbe, Penah Han Kalesi, Natevan'ın evi, Mamayı camii, Meşadi Şükür Mirsiyab oğlu`nun Camîi'li konağı, Culfalar Camii, Hacı Yusifli Camii, Saatli Camii, Yukarı Gevher Ağa camii, Aşağı Gevher Ağa camii (XIX yüzyıl), Han evi, gimnazyum(okul) binası, Laçın bölgesinde Karasakkal türbesi, Sultan baba türbesi, Şeyh Ahmet Türbesi, Sarı Aşık'ın türbesi (XV yüzyıl), Cicimli köyündeki türbeler, Kuşçu köyünde "Çocuk Kalesi", "Büyük çeşme" abidesi (XV yüzyıl), Hamza Sultan Sarayı (1761) da tarihimiz için değerli maddi kültür örneklerindendir. Karabağ Hanlığı döneminde çeşitli kaleler (Bayat, Şahbulak, Penahabad`da (Şuşa) yapılmış, şehir ve kasaba tipi yerleşim birimleri oluşmuştur. Karabağ Hanlığı'nın merkezi Şuşa'da yerleşim evlerinin, sosyal yapıların tasarımlarının duvar desenlerinin güzel ve tipik örnekleri mevcuttur. Tüm doğuda olduğu gibi Azerbaycan da dahil olmakla, Karabağ'da son ortaçağda da kültür, bilim ve edebiyat yüksek gelişme dönemi geçirmiştir. Sonraki dönemlerde de Karabağ kültürel merkez rolünü kaybetmemiştir.
Yapılan tüm araştırmalar Karabağ'ın maddi kültür mirasının Azerbaycan'ın maddi ve manevi kültürünün ayrılmaz bir bölümü olduğunu açıkça göstermektedir ve bu konudaki diğer görüşlerin asılsız olduğunu ispat etmek için yeterlidir. Karabağ anıtlarının bugünkü durumuysa oldukça korkunçtur. Zira, yirminci yüzyılın sonlarında Ermenistan'ın uyguladığı işgalcılık politikası, çatışma ve savaş Azerbaycan'ın Karabağ bölgesindeki maddi kültür anıtları için tehlike oluşturmuştur.
Savaş sırasında anıtları kurtarmak için olanak bile bulunamadı. Müzedeki değerli eşyaların ve kütüphanelerin taşımak mümkün olmadı. Süregelen barbarlık Azerbaycan'ın asırlarca koruyup bugünlere kadar getirdikleri tarihin görgü tanığı anıtların çoğunun imha edilmesine neden oldu. Yirminci yüzyılın en büyük faciasını Hocalı soykırımını gerçekleştirdiler Ermeni ve Rus askeri birlikleri. Hocalı nüfusu soykırıma uğratıldı. Atalarımızın tarihi hafızasının simgesi olan ünlü Hocalı mezarlığını zırhlı askeri araçlarla yerlebir ettiler. Hocalı'da ve Şuşa'da bu barbarlık en had sahfaya ulaştı. Ünlü Hocalı-Gedebey kültürünün asıl beşiği sayılan Hocalı höyükleri maalesef ortadan kaldırıldı. Şuşa'da Azerbaycan düşünürlerinin anıtlarına taramalı silahlarla ateş ettiler. Şuşa müzelerini yağmaladılar. İnsanlığın atalarının yaşadığı ilk mekanlardan olan Azıh mağarası Ermeniler`in askeri mühimmat deposuna dönüştü. İslam anıtları tahrip edilerek yok edildi. Alban Hıristiyan anıtlarıysa şu an Ermeni sahtekarlığıyla karşı karşıya. Halkımızın tarihinin önemli bir sayfası olan Elysee tapınağı`nda, Hasanriz tapınağı`nda ve diğer anıtlarda bulunan Alban yazıları silindi. Bu anıtlardaki Albanlar`a ait eşyaların kaderiyse şu an bile bilinmiyor. Elysee tapınağı`nda bulunan Alban hükümdarı III Vaçakan`ın mezarı ve duvarındaki yazı tamamen imha edildi.
Kasım Hacıyev
Tarih doktoru
Baxış sayı: 628